
Türkiye, Doğu Avrupa ve Batı/Orta Asya’da Çalışan Yolsuzlukları: Etkiler, Kayıplar ve Çözüm Yolları
İçindekiler
Kariyerim boyunca büyük önem verdiğim ve yüksek lisans tezimde derinlemesine incelediğim mesleki yolsuzluklar konusunda bu hafta 2024 Report to the Nations verilerinden hareketle Türkiye, Doğu Avrupa ve Batı/Orta Asya’da incelenen ve tespit edilen çalışan yolsuzlukları konusunu derinlemesine analiz edeceğim.
CFE (Suistimal İnceleme Uzmanlığı) sertifikasına sahip bir bağımsız denetmen ve SMMM olarak konunun hem ticari hem etik boyutta ne denli büyük kayıplara neden olduğunu paylaşmayı görev addediyorum. Şimdi kayıplarla birlikte çözüm yollarını da sıraladığım makalem ile durumu net verilerle ifade edeyim.
Çalışan Yolsuzluklarının Yaygın Türleri ve Etkileri
Çalışan yolsuzlukları (Occupational Fraud), çalışanların kişisel çıkar sağlamak amacıyla işvereni suistimal ettiği hile türleridir. Türkiye, Doğu Avrupa ve Batı/Orta Asya’da en sık görülen türleri arasında çalışan yolsuzlukları, faturalandırma dolandırıcılığı ve nakit dışı varlıkların kötüye kullanımı öne çıkmaktadır. Bölgedeki veriler, çalışan hilelerinin çoğunlukla yolsuzluk %18 ve faturalandırma hilesi %17 yoluyla yapıldığını göstermektedir.
Türkiye ve Bölgedeki Vakalar
Türkiye’de bu yolsuzluk türü özellikle inşaat, perakende ve sağlık sektörlerinde yaygındır. 2023 yılında yapılan bir denetimde, İstanbul’da faaliyet gösteren büyük bir inşaat firması, 15 milyon TL’lik varlık kaybı yaşamıştır. Bu hile, çalışanların şirket varlıklarını zimmete geçirmesi yoluyla gerçekleşmiştir. Türkiye’de bildirilmiş olan yolsuzluk vakalarının toplam sayısı 9’dur, bu rakam, Polonya (7), Bulgaristan (7) ve Romanya (7) gibi ülkelerle benzer seviyededir.
Bölgedeki diğer vakalar incelendiğinde Azerbaycan, Ukrayna ve Kazakistan gibi ülkelerde de çalışan yolsuzluklarının ciddi ekonomik etkiler yarattığı görülmüştür. Yunanistan’da 2020’de bir kamu ihalesinde rüşvet sonucu 2 milyon avro kayıp yaşanmış, Bulgaristan’da ise 2021’de enerji sektöründe yöneticilerin dahil olduğu 30 milyon dolarlık rüşvet ağı iflasla sonuçlanmıştır. Bu vakalar, Türkiye ve komşu ülkelerdeki yolsuzlukların sadece bireysel şirketler değil, kamu ve özel sektörlerin tamamını etkileyebileceğini göstermektedir.
Çalışan Yolsuzluklarının Tespiti ve Tespit Yöntemleri
Bölgedeki çalışan yolsuzluklarının tespitinin %56’sı ihbarlar yoluyla yapılmaktadır. Bu durum, şirketlerin iç kontrol mekanizmalarının genellikle zayıf olduğunun göstergesidir. İç denetimler (%15) ve yönetim incelemeleri (%9) de yolsuzlukların tespitinde önemli rol oynamaktadır. Türkiye’de ihbar hatları ve iç denetim süreçleri yetersiz olduğunda, yolsuzluklar uzun süre fark edilmeyebilir, bu da büyük finansal kayıplara neden olabilir.
Çalışan Yolsuzlukları ile Mücadelede Çözüm Yolları
Türkiye ve bölgedeki şirketler için çalışan yolsuzluklarına karşı alınabilecek başlıca önlemler şunlardır:
- 1.Bağımsız Denetimlerin Güçlendirilmesi: Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) tarafından yürütülen bağımsız denetimler, şirketlerin mali tablolarının doğruluğunu kontrol etmek ve olası hileleri önlemek için kritik bir araçtır. 2024 raporlarına göre, bölgedeki şirketlerin %94’ü mali tablolarının dış denetimini gerçekleştirmektedir. Türkiye’de bağımsız denetimlerin düzenli yapılması, çalışan yolsuzluklarını tespit etmede önemli bir adımdır.
- 2. İç Denetim ve Hile Denetimlerinin Artırılması: Bölgedeki işletmelerin %88’i iç denetim bölümleri oluşturmuş durumdadır, ancak bu yeterli değildir. Hile denetimleri, özellikle varlık hırsızlığı gibi vakaların tespiti için özel olarak tasarlanmış yöntemlerdir. Türkiye’de mali müşavirlik hizmetleri, hile denetimi alanında daha aktif rol alarak işletmelerin iç kontrol mekanizmalarını güçlendirebilir.
- 3. İhbar Hatlarının Kurulması: İhbar hatları, çalışanların gizli bir şekilde yolsuzlukları bildirebilmesi için etkili bir yöntemdir. Verilere göre, bölgedeki işletmelerin %88’i bu sistemi kullanmaktadır. Türkiye’de de şirketlerin, bu tür ihbar sistemlerini yaygınlaştırarak yolsuzlukları daha hızlı tespit edebileceği görülmektedir.
- 4. Sürpriz Denetimler ve Veri İzleme: Bölgedeki işletmelerin %55’i sürpriz denetimlerle yolsuzlukları önlemeye çalışmaktadır. Ayrıca, proaktif veri izleme yöntemleri ile anormal mali hareketler otomatik olarak izlenebilir ve yolsuzluklar tespit edilebilir. Türkiye’de, bu tür teknolojik yöntemlerin yaygınlaştırılması, dolandırıcılık vakalarının erken aşamada yakalanmasını sağlayabilir.
Çalışan Yolsuzlukları Üzerine Genel Değerlendirme
Türkiye, Doğu Avrupa ve Batı/Orta Asya’da çalışan yolsuzlukları ile mücadelede güçlü denetim ve iç kontrol sistemleri kurmaya daha fazla önem vermelidir. Yolsuzluklar sadece finansal kayıplara değil, aynı zamanda şirketlerin itibarına ve operasyonel sürdürülebilirliğine de zarar vermektedir. Bağımsız denetim, iç denetim ve ihbar mekanizmalarının etkin bir şekilde kullanılması, bu tür hilelerle başa çıkmak için en etkili stratejilerdir.
Bölgedeki vakalar ve sayısal veriler göz önüne alındığında, Türkiye’nin bu konuda atması gereken adımlar netleşmektedir: şeffaflık, düzenli denetim ve etkin raporlama mekanizmaları hem kamu hem de özel sektör için hayati öneme sahiptir.